İstanbul/Ataşehir : info@duyusalakademi.com
0216 469 21 57 - 0544 232 32 62
İstanbul/Akatlar : akatlar@duyusalakademi.com
0212 302 23 28 - 0501 248 59 59
İstanbul/Bahçeşehir : bahcesehir@duyusalakademi.com
0212 608 08 04 - 0552 843 08 48
Ankara : ankara@duyusalakademi.com
0312 238 28 08 - 0552 621 10 62
İzmir : izmir@duyusalakademi.com
0232 375 62 52 - 0552 593 17 26
Bursa : bursa@duyusalakademi.com
0224 441 95 45- 0501 232 50 16
Lifebility Online Platform :
0501 201 60 59
Dilek ve Şikayet Hattı :
0542 477 90 85
8. Yetişkinler için duyu bütünleme aktiviteleri ne zaman faydalı olur?
1. Denge sorunları, oryantasyon sorunları ve/veya merdivenden/asansörden korkulduğu zaman 2. Çok hızlı ve kolay yorulma, sürekli uzanmak isteme veya çalışma masasında dik oturamamak 3. Sakarlık, sık kaza yapmak ve/veya hantallık 4. Kalabalık ortamlardan hoşlanmama, sıra da beklerken sürekli yanlışlıkla insanlara çarpma 5. Arkadan yaklaşıldığında ve/veya habersiz temaslarda aşırı tepki verme 6. Duygusal ilişkileri sürdürememe, duygusal yakınlık kurmada sorunlar, sarılamama 7. Ev ve iş aktivitelerinde organizasyon bozukluğu 8. Motor görevler içeren işlerde direktifleri takip edememe 9. Araç kullanmada, park etmede, vites değiştirmede veya otoyol giriş-çıkışlarında sorun yaşama 10. Kendine güven eksikliği 11. Dikkat dağınıklığı veya yeni göreve geçişi engelleyecek aşırı dikkat
7. Okul çağındaki çocukların duyu bütünleme problemi belirtileri nelerdir?
1. Dikkat dağınıklığı veya yeni göreve geçişi engelleyecek aşırı dikkat 2. Zayıf kas tonu, sürekli uzanmak isteme veya çalışma masasında dik oturamamak 3. Yeni şeylere öğrenirken diğer çocuklardan daha fazla tekrar yapması gerekir 4. Harfleri ters yazma/okuma (örneğin “b” yerine “d”), düzgün yazı yazma problemi 5. Kalemleri çok kolay kırar veya kaleme çok bastırarak yazar 6. Zıplamaktan, sallanmaktan veya ayaklarının yerden kesilmesinden hoşlanmaz 7. El yazısından hoşlanmaz, ev ödevinden kolay sıkılır/yorulur 8. Dikkat dağınıklığı veya direktifleri takip etmede zorluk 9. Hiperaktiftir, sakinleşemez, çok hızlı hareket değiştirir 10. Kendine güven eksikliği 11. Yüzmeden, banyodan, sarılmadan veya saç kesiminden hoşlanmama 12. Dokunmaya, tatmaya, seslere veya kokulara aşırı tepki verir. . 13. Fiziksel aktivite veya spor aktivetelerinden kaçınma 14. Akranları ile arkadaş olmada problemler, daha büyük veya küçük çocuklarla oynama eğilimi 15. Motor görevler içeren işlerde direktifleri takip edememe
6. Okul öncesindeki çocuklarda duyu bütünleme problemleri nasıl anlaşılır?
1. Yaşına uygun oyunlara veya hareketlere “yapamıyorum”, “beceremiyorum” der 2. Zayıf kas tonu, çelimsiz, yumuşaklık 3. Sakar, sürekli düşer/takılır 4. İnsanlara veya mobilyalara çarpar, uzayda vucudunun yerini ve etrafındakileri algılayamaz 5. Oyuncakları veya boya kalemlerini kırar 6. Zıplamaktan, sallanmaktan veya ayaklarının yerden kesilmesinden hoşlanmaz 7. Boyama yapmaktan, yap-boz yapmaktan veya makasla kesmekten hoşlanmaz 8. Dil öğrenmede zorluk yaşar 9. Hiperaktiftir, sakinleşemez, çok hızlı hareket değiştirir 10. Dikkat dağınıklığı veya yeni göreve geçişi engelleyecek aşırı dikkat 11. Banyodan veya saçının kesilmesinden hoşlanmaz 12. Dokunmaya, tatmaya, seslere veya kokulara aşırı tepki verir. 13. Oyun bahçelerinde oynamak istemez 14. Oturma veya uyku problemleri 15. Yeni şeylere öğrenirken diğer çocuklardan daha fazla tekrar yapması gerekir
5. Bebeklerde duyu bütünleme problemi belirtileri nelerdir?
1. Kolay korkma (doğumdan 3 aylığa kadar) 2. Zayıf kas tonu 3. Kendini kontrolde problem, normal dışı telaşlı 4. Elleri bir araya getirmede veya oyuncakları birbirine çarpmada problem 5. Yavaş yuvarlanma, oturma veya ayağa kalkma 6. Bebek konuşmasında (agulama) zorluk 7. Keşfetme problemleri 8. Hareket ettirildiğinde ağlama veya gerginlik 9. 6 aylıktan sonra sıklıkla elleri yumruk yapma 10. Baş aşağı durmayı tölera edememe 11. Banyodan hoşlanmama 12. Yaşına uygun oyuncakları oynama da problem 13. Kucağa alınınca, kucakta tutulunca rahatsız olma 14. Emme güçlüğü 15. Aşırı aktif ve aşırı hareket peşinde 16. Oturma veya uyku problemleri
4. Duyu bütünleme neden önemlidir?

İnsan sinir sistemi anne karnından itibaren hızla gelişir. Bu gelişim doğumdan sonra da devam eder. Williams ve Shallenberger tarafından hazırlanmış olan bu piramit gelişm basamaklarında çocukların tamamladığı süreçleri özetlemektedir.

Öğrenme süreci bebek henüz anne karnındayken, duyu bütünleme sayesinde başlar ve doğumdan sonraki süreçte, duyusal gelişimle birlikte merkezi sinir sistemi beslenerek gelişimine devam eder.

Annesinin karnındaki bebek öncelikle annesinin hareketleriyle birlikte hareket ederken iç kulağındaki denge kristalleri de bu salınıma eşlik eder ve vestibuler (hareket) sistemi stimule olur. Elleri ya da vücudu çeşitli yerlere değerken derisinden gelen stimulasyonlar sayesinde taktil (dokunma) duyusu gelişir ve annesiyle ilk iletişimi kurmaya başlar. İşitsel sistemini çevreden gelen sesleri duyarak geliştirmeye veya  benzer şekilde parmağını emerek oral-motor ve tat alma sistemi gelişirken, proprioseptif ve görsel duyularını da kullanır.

Bebek ilk doğduğunda bu kez bebek için çok daha heyecan verici ve karmaşık bir öğrenme süreci başlamıştır. Uyaranların hepsinin dozu giderek artmaktadır ve değişen bu yeni duruma vücudunun adapte olması gerekmektedir. Sinir sistemi bu dönemde nörolojik düzeyde hızla gelişir. Göz teması, mutluluğu ifade etme, sesin yönüne bakma, yakınlarını tanıma ve tepki verme, seslere ses çıkararak karşılık verme gibi sosyal alanlarda ve  nesne takip etme ve düştüğü yere bakma, oyuncak tutup sallama, başını tutma alanlarında öğrenme süreci hızla devam eder.

Aynı zamanda, yenidoğan reflekslerinin kontrolü altındadır. Bu refleksler onun dünya ile ilk ilişki kurmasını ve yaşama becerilerini geliştirmesini sağlar. Yaklaşık 6 aylık olacağı döneme kadar sinir sistemi yenidoğan refleksleri aracılığı ile edindiği bilgileri kullanarak gelişir. Bu bilgiler bebeğin ilk 6 aylık döneminde görme, işitme, koklama, tatma, dokunma gibi beş duyusunun yanı sıra vestibuler ve proprioseptif duyularının gelişimini ve böylelikle bebeğin gerek kendi vücudu gerek çevresindeki dünya hakkında anlamlı bilgiler edinmesini sağlar. Bebeğin vücudunu ve dünyayı doğru algılamasının sağlandığı bu duyusal gelişim döneminin ardından; sinir sistemi bu bilgileri kullanarak hızla gelişime devam eder. Bu gelişim yaşamın ilk 1 yılında ağırlıklı olarak sürünme, dönme, emekleme ve yürüme gibi artık daha gelişmiş motor aktiviteler (motor planlama ve vücudun 2 tarafının kullanımı aktiviteleri) ya da sosyal ve psikolojik farkındalıklar takip eder. Bu süreç sinir siteminde sırasıyla; taklit becerileri, hafıza kullanımı, duruma göre kendini ayarlayabilme ve özkontrol, yabancılara tepki, damak tadı, kıyaslama, şakaları anlayarak şaka yapma, fikir üretme, özgüven, 3 boyutlu görsel farkındalık,  saklandığını gördüğü bir objeyi  bulma, basit direktifleri anlama ve yapma,  el çırpıp nesneleri orta hatta birbirine çarpma, insanların ruh halini anlama ve ona göre davranma,  emekleme ve yürüme gibi alanlarda farklılıkların ve gelişimlerin kendini net olarak gösterdiği süreçtir.

Yaklaşık 2,5 yaşına kadar devam eden bu süreci çocuğun dili anlamaya ve kullanmaya başladığı dönem takip eder ve iletişimde en önemli süreçlerden biridir. Dil gelişimiyle birlikte dikkatin, bilateral merdiven inip çıkmanın,  ve el-göz koordinasyonunun da gelişimi 3. aşamada meydana gelir. 3 tekerlekli bisikleti kullanma, yürürken engelleri adım atarak geçme, çömelip kalkabilir ya da geri geri yürüme, yine 3. aşamanın gelişim basamaklarıdır.

Çocuğun akademik gelişimin başladığı son aşama ise 4 yaşından sonraki dönemdir. Bu aşamada çocuk günlük yaşam aktivitelerinde daha kontrol sahibidir. Gününü planlayarak uygulamaya geçirebilir veya davranışlarını rahatlıkla kontrol eder. Akademik öğrenmenin de dahil olduğu bu beceriler daha üst düzey becerilerdir ve tıpkı bir evin çatısı gibi; ancak doğru gelişen temelin üzerinde doğru bir şekilde yapılanabilirler.

Normal duyusal sürecin bu aşamalarından herhangi birinde sorun yaşayan çocuklar, duyu bütünleme terapisine ihtiyaç duyarlar. Çünkü öğrenmenin temelinde duyu-motor gelişim yer almaktadır. 

Çocuğun çevre ile etkileşimi beyin gelişimini şekillendirir.

Duyu bütünlemede duyusal gelişim aşamalarından herhangi birinde bir problem olduğunda çocuğun günlük yaşamına;

Öğrenme süreci,Hafıza,

Görsel yetenekler

İşitsel yetenekler

Kişilerle ve çevreyle iletişim-etkileşim

Kaba motor hareketler,

Oyun oynama yetenekleri,

Uzay-zaman farkındalığı,

Öğrenilmiş bilgiye erişim,

İnce motor beceriler,

Denge ve koordinasyon,

Geleceği ya da bir hareketi planlama becerileri

Aynı anda farklı iki aktiviteye odaklanabilme,,

Dikkat ve konsantrasyon,

Yemek yeme,

Konuşma, ,

El-göz koordinasyonu,

Yeni fikir  üretme ve uygulamak için işleme koyma,

Özgüven, 

Duygusal ve fiziksel tepkileri ayarlayabilme,

Yeni duruma adapte olabilme,

Odaklanma ve sürdürme,

Sinir sistemi gelişimi,

Akademik beceriler,

Sosyal hayata uyum,

Psikolojik gelişim,

Öfke kontrol

Uzak ve yakın hafıza, 

Günlük yaşam aktivitelerinde vücudun doğru kullanımı, ,

Bisiklete binme,

Koşma

gibi alanlarda zorluk belirtileriyle yansıyarak; akademik, fiziksel, sosyal ve psikolojik hayatlarına negatif yansır.

Bir binanın temelinin sağlam olması gerektiği gibi, öğrenmenin temelini de  duyu bütünleme oluşturur. Duyu bütünleme de yaşanan sorunların sebep olduğu problemler, doğru sebepler bilinmediği için çoğu zaman yanlış yöntemlerle ortadan kaldırılmaya çalışılır ve çocuk için doktor-psikolog-pedagog-özel dersler arasında gidip gelinecek bir maraton başlar.

Duyularımız beynimizi besleyerek onun gelişimini sağlar. Eğer çocuğunuzun bizim yemek yemeye ihtiyacımız olması kadar doğal olan ihtiyaçlarını ona yasaklamak yerine, neden saplantı haline getirdiğini anlar ve ona göre bir yol çizerseniz, onun mutluluğu hayatınızı kolaylaştıracak; sizin ve tüm ailenin yüzündeki gülümsemelerin gün geçtikçe artmasını sağlayacaktır.

İhtiyacı olan uyaranları doğru zamanda ve doğru yöntemle alan çocuk öncelikle huzurlu olacak, bununla birlikte hızla gelişip, tüm aileye yansıyacak bir mutluluğa ulaşabilecektir
3. Duyu butunleme bozukluğu nedir?

Normal olarak algılanması gereken duyusal uyaranlara normalin üzerinde ya da normalin altında cevap vermek veya duyusal uyaran arayışı içinde olmakla gözlemlenen duyusal modülasyon problemi,

Duyusal uyaranları ayırt etme sorunu olarak gözlemlenen duyusal diskriminasyon problemi, 

Ve duyusal sorunlardan kaynaklanan fiziksel-motor planlama ve koordinasyon problemleri olarak gözlemlenebilirler.

 

Bu problemleri daha iyi anlamak için kendinizi düşünebilirsiniz

·         Bazı kumaşlara dokunmaktan rahatsız oluyor musunuz?

·         Yükseğe çıktığınızda başınız dönüyor ve aşağıya bakmakta zorlanıyor musunuz?

·         Yemek yerken  ekmeğin sert kısmını ya da özellikle içini mi tercih ediyorsunuz?

·         Yüksek sese tahammül edemiyor musunuz?

·         Sürekli masa başında oturup çalışmak yerine hareketli bir işi tercih mi ediyorsunuz?

·         Öfkelendiğinizde sonradan pişman olduğunuz sözler-davranışlar mı sergiliyorsunuz?

·      Kalabalık ortamlarda bir grupla iletişim kurmak yerine, ikili ilişkileri mi tercih ediyorsunuz?

·         Bir işi planlamak veya planı hayata geçirmekte zorlanıyor musunuz?

·   Genellikle karar vermekte sıkıntı yaşıyor, başkalarından fikir alarak mı hareket ediyorsunuz?

·         Bir olay planladığınız şekilde gerçekleşmeyip bir aksilik olduğunda yeni duruma adapte olmakta zorlanıyor musunuz?

·         Araba ya da deniz yolculuklarında mideniz bulanıyor mu?

·         Çıplak ayakla yere basmaktansa çoraplı ya da terlikli olmayı mı tercih ediyorsunuz?

·         Lunaparklardan hiç haz etmeyenlerden misiniz?

·         Kalabalık ya da dağınık ortamlarda dikkatinizi toplamakta zorlanıyor musunuz?

 

 Normal duyusal süreçte; kişi kendi vücudundan ve çevreden gelen uyarıları doğru bir şekilde algılar ve uygun bir davranış ya da motor hareket açığa çıkarır. Yani duyusal modülasyon, diskriminasyon ve motor planlamayla koordinasyon aşamalarında herhangi bir tıkanma yaşanmaz.

Fakat biz yetişkinlerin günlük hayatımıza, önemsiz gibi görünen bu küçük rahatsızlıklarla yansıyan duyusal bütünleme problemlerini, bazen çocuklarımız bizim kadar kolay atlatamayabiliyorlar. Bu aşamada duyu bütünleme terapisi, hayatlarına tamamen oyunlarla süslenmiş ve eğlenceli hale getirilmiş özel yöntemlerle girerek sorunlarına çözüm oluyor.

 

 

 

Tüm Hakları Saklıdır. Ve Ebru Albayrak Sidar'a aittir. İzinsiz Çoğaltılamaz, kopyalanamaz, başka yerde yayımlanamaz

 

2. Duyu bütünleme aktiviteleri nedir?

Dünyayı nasıl algıladığımıza ve nasıl davranacağımıza duyu bütünleme sürecimizin ardından karar veririz. Duyu bütünleme terapisi 1960 lı yıllarda Amerikalı doktor J.Ayres tarafından, University of Southern California 'da yapılan araştırma ve çalışmaların ardından uygulamaya konulmuş, devam eden süreçte tün dünyada, çocuklar için, özellikle otizm başta olmak üzere birçok problemin çözümünde oldukça önemli bir terapi yöntemi olarak uygulanmaya başlanmıştır. Duyu bütünleme terapisinde çocukların yaşadıkları duyusal tecrübelerin nörofizyolojik adaptasyonu ve çocuğun duruma uygun adaptif cevap açığa çıkarması sağlanır. Bu sayede çocuğun çevresiyle olan sosyal, duygusal ve fiziksel etkileşimine pozitif yansır. Kişinin vücudu ve çevresinden aldığı duyu bilgileri beyinde bilginin kavranması, yorumlanması ve bütünleştirilmesi işlemlerinden geçerek, ortaya çıkan duysal bilginin kullanılarak organize bir cevap açığa çıkarılması sağlanır. Böylece çocuk dış dünyadan gelen duyu bilgilerine adapte olur. Duyu bütünleme terapisi; direkt olarak çocuğun merkezi sinir sitemine etki ettiği için sinir sisteminin gelişimini sağlar. Normal Duyusal Sistemimiz 7 bölümden oluşmaktadır; Vestibuler Duyu (denge): İç kulakta yer alır. Yer çekimiyle bağlantılı olarak, vücudumuzun alan içerisinde nerede olduğunu, hızını, yönünü ve hareketini algılamamızı sağlar, bize bununla ilgili bilgi verir. Bu sistem vücudumuzu dengede tutmak ve vücudumuzun postürünü korumak için temeldir. Proprioseptif Duyu (vücut farkındalığı): Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir. Tat Duyusu: Dildeki kimyasal alıcılar tarafından işlenir. Tatlı, ekşi, acı ve tuzlu gibi farklı tatları algılamamız sağlar. Koku Duyusu: Burundaki kimyasal alıcıların işlemesiyle yakın çevremizdeki kokular hakkında bilgi verir. Taktil Duyu (dokunma): Deride bulunur, vücudun en büyük organıdır. Dokunma, basınç ve ağrı seviyesiyle ilişkilidir ve bu suretle ısıyı (sıcak ve soğuğu) ayırt etmemize yardımcı olur. Dokunma sosyal gelişimin önemli bir parçasıdır. İçinde olduğumuz çevreyi ölçüp değerlendirmemize yardımcı olur ve buna uygun tepkiler geliştirmemizi sağlar. Görme Duyusu: Gözün retina kısmında yer alır ve ışık ile aktif hale gelir. Görme duyumuz nesneleri, insanları, renkleri, zıtlıkları ve uzamsal sınırları tanımamıza yardımcı olur. İşitme Duyusu: Havadaki ses dalgalarının, dış kulak yolu ile toplanarak, iç kulaktaki reseptörleri uyarması sonucu çevremizdeki sesleri algılar ve bueyin sapında anlamlandırılır. Terapideki hedef çocuğun her zaman mutlu, iletişime açık ve ortamdaki uyaranları rahatlıkla tolere edebilir halde olmasını sağlamaktır. Olumlu tecrübeler öğrenmeyi kolaylaştırır. Seans sırasında mutlu olan çocuk iletişimi sürdürür ve oyun sırasında öğrendiği bilgileri günlük yaşamına çok daha kolay entegre eder. Çocuk ancak dünyayı normale en yakın şekilde algıladığında öğrenmeyi gerçekleştirebilir. Dünyayı en iyi algılama da ancak duyusal bütünlükle sağlanabilir. Terapinin temeli duyusal uyaranların, çocuğun ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre planlanarak, çeşitli diyetler halinde çocuğa sunulmasıdır. Duyu bütünleme terapisi sırasında her çocuk kendi içinde farklı bir birey olarak kabul edilir çünkü her çocuğun farklı duyusal bozuklukları ve elbette farklı bir kişiliği vardır. Terapi seanslarının başında çocuk  ayrıntılı bir şekilde değerlendirilir ve hangi alanlarda ne şekilde sorun yaşadığı tespit edilir. Çocuğun problem yaşadığı alanlardaki bozukluğun davranışlarına ne şekilde yansıdığı gözlemlenir ve uygun terapi programı çizilir. Terapi sırasında aile sürecin en önemli parçasıdır ve terapistle aile, çocuğun da içinde olduğu bir takım gibi çalışmak zorundadır. Terapi süreci içinde standart bir terapinin dışında çocuğun terapi sırasındaki ihtiyaç ve arayışları göz önünde bulundurulur ve aileye de çocuğunun neye ihtiyacı olduğunu anlaması için eğitim verilir. Unutulmaması gereken en önemli nokta terapilere devam eden çocuğun bir birey olduğu ve asla standardize edilemeyeceğidir. Seanslar çocuğun ve ihtiyaçlarının önderliğinde sürdürülür. Terapi sırasında seanslar çocuğa, ihtiyacı olduğu düzeydeki duyusal uyaranlarla donatılmış veya uyaranlardan arındırılmış oyunlar şekilde sunulur. Çocuğun seans sırasında terapistle sürekli iletişim halinde olması birinci hedeftir. Çünkü seans sırasında, yapılandırılmış ortamda, iletişim kuran, fikirler üreten, çözümler bulan, hayal eden, sosyalleşerek oyuna katılan çocuk; seanslar dışında da iletişimi sürdürecek ve günlük hayatındaki sosyal, fiziksel ve psikolojik sorunlarını atlatmaya başlayacaktır. Tüm Hakları Saklıdır. Ve Ebru Albayrak Sidar'a aittir. İzinsiz Çoğaltılamaz, kopyalanamaz, başka yerde yayımlanamaz

Site içi Arama
Ataşehir Şube

ADRES : Ataşehir - İSTANBUL
TEL : 0544 232 32 62 / 0216 469 21 57
E-mail : info@duyusalakademi.com

Akatlar Şube

ADRES : Akatlar - İSTANBUL
TEL : 0501 248 59 59 / 0212 302 23 28
E-mail : akatlar@duyusalakademi.com

Bahçeşehir Şube

ADRES : Bahçeşehir - İSTANBUL
TEL :0212 608 08 04 - 0552 843 08 48
E-mail : bahcesehir@duyusalakademi.com

Ankara Şube

ADRES : Çayyolu - ANKARA
TEL :0312 238 28 08 - 0552 621 10 62
E-mail : ankara@duyusalakademi.com

İzmir Şube

ADRES : Bornova - İZMİR
TEL :0 552 593 17 26
E-mail : izmir@duyusalakademi.com

Bursa Şube

ADRES : Nilüfer - BURSA
TEL : 0224 441 95 45 - 0501 232 50 16
E-mail : bursa@duyusalakademi.com