İstanbul/Ataşehir : info@duyusalakademi.com
0216 469 21 57 - 0544 232 32 62
İstanbul/Akatlar : akatlar@duyusalakademi.com
0212 302 23 28 - 0501 248 59 59
İstanbul/Bahçeşehir : bahcesehir@duyusalakademi.com
0212 608 08 04 - 0552 843 08 48
Ankara : ankara@duyusalakademi.com
0312 238 28 08 - 0552 621 10 62
İzmir : izmir@duyusalakademi.com
- 0552 593 17 26
Bursa : bursa@duyusalakademi.com
0224 441 95 45- 0501 232 50 16
Lifebility Online Platform :
0501 201 60 59
Dilek ve Şikayet Hattı :
0542 477 90 85

Çocuk ve Oyun

/ 03.01.2015

 
Biz çocukken diye başlayan cümleler hepimize tanıdık gelir herkesin çocukluk dönemine ait sosyal hayatında günümüz çocuklarından farklı bir sosyal hayat unsuru ile karşılaşmaktayız. Bize göre sessiz sakin ve sorun çıkartmadan geçirilen zamanlar ebeveynlerimiz tarafından oyun olarak adlandırılırken şimdilerde oyun tanımı da değişiklik gösterdi. Günümüzde oyun çocuğun ruhsal ve fiziksel gelişiminde önemli bir basamak olarak tanımlanma,hayatı ve kendini anlamlandırma abaci lark tanımlanmaktadır.kiraz ağaçlarının tepesinde gelişen kas ve sinir sistemimiz salçalı ekmek yemeye razı lark akşam ezanına kadar boşalttıgımız enerjimizi Günümüz çocuklarında kapalı kapılar ardında sağlamalarını beklemek de değişen unsurların başında gelmekte. Ayrıca dört duvar arasında büyüyen çocuk istediği gibi koşmasına, takla atmasına, zıplamasına ve tekmelemesine izin verilmeyen çocuklarda çoğunlukla ortaya çıkan sonuç sinirli, saldırgan yapıda olduğu için ebeveynin idare etmesi de güçleşir.Bizlerin zihninde nerede hata yaptık algısı bu süreçlerin sonucunda oluşur.Herşeyinin olduğunu tüm inkanları sunduğumuz çocuğumuzun neden böyle davrandığını şımarıklık ile adlandırırız.Tüm gün işyerinde vakit geçirdiğimizi bahane ederken çocuğumuzun en önemli işinin oyun oynamak olduğunu atlarız genellikle,atladığımız diger bir unsur da çocuk oyunu yalnızca eğlence amacı ile oynamaz, ne kadar güçlü ve yetenekli olduğunu dener, nasıl bir çevrede yaşadığını ve etrafında bulunan eşyaları keşfeder. Çoğunlukla çocuk oyun esnasında kendini diğerlerinden ayıran özelliğin farına varır ve kendisini tanımayı öğrenir. Oyun aracı için kullanılan malzemelerin renkleri, boyutları, biçimleri ve hangi maddeden oluştuğunu yani bir eşyanın diğerinden farklı olduğunu (hafif, ağır, kısa, uzun, kırmızı, sarı, küçük yâda büyük)görerek anlar.
 Ayrıca çocuklar oyun yolu ile yaşamış olduğu toplumun değerlerini , kurallarını da kolaylıkla öğrenir. Özellikle aile yâda okul çevresindeki yanlış olduğunu anlatan kuralları çocuklar arkadaşları ile birlikte evcilik oyunu veya okulculuk oynarken kavrayabilir. Çocuk oyun dünyasının lideridir. Özellikle büyüklerinden emir almayı sevmez ve oyun dünyasına yaşıt arkadaşlarından başka kimseyi almazlar. Genel olarak oynanan grup oyunlarında dışarıdan çocuk izlendiğinde aile hakkında bilgi edinmek mümkün olmaktadır. Çünkü çocuğun yapmış olduğu davranışlarda ailesinin verdiği eğitim çok önemlidir.
 Çoğunlukla ailesi tarafından hoşgörülü ve serbest olarak yetiştirilen aynı zamanda çocuğun her istediği yapılan bir çocuk oyun kurallarına uymakta oldukça zorlanır. Eğer çocuk aile içerisinde ebeveyn otorite sağlamak için baskı yâda dayak uyguluyor ise bu çocuklarda oyun içinde daha saldırgan olabilir yâda pasif kalabilirler. Genellikle oyunlar nesilden nesle geçen önceden kuralları konan sosyal etkinlik olmaktadır. Tarihten günümüze hiç değişmeyen oyunlar körebe, saklambaç, çember seksek ve ip atlama kültür mirasımız olmaktadır.
 Çoğunlukla oyunların oluşmasında çevrenin, yaşın, iklimin, kültürün ve cinsiyetin çok büyük rolü olmaktadır. Kız çocukları genel olarak seksek, ip atlama, evcilik, istop , ebecilik, yakar top oyunlarını tercih etmektedir. Erkek çocukları ise daha çok futbol, bisiklet, misket, savaş oyunları ve doktorculuk oyunlarını tercih etmektedir.
 Oyunlar çocuklar için hayal dünyası ile gerçek dünya arasındaki bir köprüdür. Çoğunlukla oyunun kuralı, çeşidi çocuğun yaş grubuna göre değişmektedir. Özellikle anne ve baba çocuğun oyun oynarken mutlaka amacın kazanma değil sadece kuralına uygun olarak oynanmaması gerektiğini öğretmelidir. Çünkü bazı çocuklar çok hırslı olduğu için kesinlikle yenilgiyi kabul edemez ve ayrıca kendisini oyunda yenen arkadaşlarına karşı düşmanca duygular ortaya çıkar. Olumlu duygular kadar olumsuz duygulara da ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız, bilelim ki olumsuzu olumlu halde yapılandırmak çocuğunuza hayatta karşılaşacağı olumsuz süreçleri yapılandırması için fırsat olacaktır. Bardağın dolu tarafı ve prenses hikayelerine cadı hikayelerindeki mutlu sonları eklesek nasıl olur?
 
Uzm. Psk. Tuğçe Telcioğlu

DİĞER MAKALELER
Site içi Arama
Ataşehir Şube

ADRES : Ataşehir - İSTANBUL
TEL : 0544 232 32 62 / 0216 469 21 57
E-mail : info@duyusalakademi.com

Akatlar Şube

ADRES : Akatlar - İSTANBUL
TEL : 0501 248 59 59 / 0212 302 23 28
E-mail : akatlar@duyusalakademi.com

Bahçeşehir Şube

ADRES : Bahçeşehir - İSTANBUL
TEL :0212 608 08 04 - 0552 843 08 48
E-mail : bahcesehir@duyusalakademi.com

Ankara Şube

ADRES : Çayyolu - ANKARA
TEL :0312 238 28 08 - 0552 621 10 62
E-mail : ankara@duyusalakademi.com

İzmir Şube

ADRES : Bornova - İZMİR
TEL :0 552 593 17 26
E-mail : izmir@duyusalakademi.com

Bursa Şube

ADRES : Nilüfer - BURSA
TEL : 0224 441 95 45 - 0501 232 50 16
E-mail : bursa@duyusalakademi.com